1920 De Ne Oldu

Yüzyıllardır süregelen Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, ülkemizin tarihine damga vuran olaylar arka arkaya gerçekleşti. 1919’da başlayan Millî Mücadele ile birlikte, İstanbul’un işgali ve Son Osmanlı Meclisi’nin kurulmasıyla Türk halkının umudu yeşermeye başladı. Ankara’da ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşuyla birlikte bağımsızlık mücadelesinin merkezi netleşti. Bu süreçte Misak-ı Millî’nin ilanı ile vatan topraklarının korunması, Ortaköy Konferansı’nın sonuçlarıyla da uluslararası alanda temsil edilmesi hedeflendi. Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Türk ordusu tarih yazarken, sonunda Mudanya Mütarekesi ve Lozan Antlaşması ile bağımsızlık elde edildi. Haydi, bu büyük mücadelenin ayrıntılarına bir göz atalım!

1919’da başlayan Millî Mücadele

1919 yılında başlayan Millî Mücadele, Türk halkının bağımsızlık ve vatan sevgisiyle dolu bir direniş hareketidir. Bu hareket, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yaşanan zorlu koşullar ve işgal tehdidi karşısında ortaya çıkmıştır.

Mondros Antlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte Türk milletinin bağımsızlık hedeflerine ulaşması zorlaşmıştır. Bu antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş sonunda müttefik devletler tarafından işgal edileceğini ve topraklarının paylaşılacağını öngörmekteydi. Bunun üzerine Türk milleti, Mustafa Kemal önderliğinde Millî Mücadele’yi başlatmıştır.

Millî Mücadele’nin başlamasıyla birlikte Türk halkı, kendi kaderini tayin etme ve bağımsızlık mücadelesi için bir araya gelmiştir. Ortak amaçları, vatanseverlik ruhuyla birleşen insanlar, silahlı direnişlerine başlamıştır. Bu direniş sırasında birçok önemli olay yaşanmış ve Türk ulusu, azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmüştür.

  • Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkması
  • Amasya Genelgesi’nin yayınlanması
  • Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin gerçekleştirilmesi
Yıl Olay
1919 Samsun’a çıkış
1919 Amasya Genelgesi
1919 Erzurum Kongresi
1919 Sivas Kongresi

İstanbul’un işgali ve Son Osmanlı Meclisi

İstanbul’un İşgali

1918 yılında I. Dünya Savaşı sona erdiğinde, Osmanlı İmparatorluğu mağlup olmuş ve işgal altına girmiştir. İşgalci devletler, İstanbul’u kontrol altına alarak Osmanlı’nın başkentini işgal etmişlerdir. Bu durum, Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanan bir dizi siyasi karışıklığın bir sonucudur.

Son Osmanlı Meclisi

İstanbul’un işgali döneminde, Osmanlı hükümeti zor durumda kalmış ve Meclis-i Mebusan kapatılmıştır. Bunun üzerine, Osmanlı İmparatorluğu’nun son meclisi olan Son Osmanlı Meclisi kurulmuştur. Bu meclis, işgal altındaki İstanbul’da gerçekleşen ve Osmanlı hükümetinin son çırpınışlarına tanıklık ettiği önemli bir dönemdir.

İşgal Altındaki İstanbul’un Sonuçları

İstanbul’un işgali, Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki hâkimiyetin tamamen kaybedilmesine ve uluslararası sahnede etkisiz bir duruma düşülmesine yol açmıştır. İşgalci devletler, Osmanlı İmparatorluğu içindeki varlıklarını güçlendirmiş ve kendi çıkarları doğrultusunda politikalar izlemiştir. Bu durum, Osmanlı’nın dağılma sürecini hızlandırmış ve Türk milletinin Millî Mücadele’ye yönelmesinde etkili olmuştur.

  • İstanbul işgal altında yaşanan iç karışıklıklar milletin birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirmiştir.
  • İşgal güçleri, Osmanlı hükümetini ve meclisi etkisiz hale getirmişlerdir.
  • Türk milleti, Millî Mücadele’ye yönelerek bağımsızlık mücadelesine girişmiştir.
İşgal Altındaki İstanbul’un Sonuçları Son Osmanlı Meclisi Kararları
Tam bağımsızlığın kaybedilmesi Hükümetin ve meclisin tamamen etkisiz hale getirilmesi
İşgal güçlerinin etkinliklerinin artması Türk milletinin Millî Mücadele’ye yönelmesi

Ankara’da TBMM’nin kuruluşu

23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) kuruluşu gerçekleşmiştir. Bu tarih, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin önemli bir dönüm noktasını simgeler. İstanbul’un işgal altında olduğu bu dönemde, Türk milleti temsil organını Ankara’da kurarak bağımsızlık savaşına önderlik etmiştir. TBMM’nin kuruluşunun temel amacı, ulusal iradeyi yansıtan bir meclis oluşturarak işgalcilere karşı direnişi örgütlemek ve Türk milletinin kaderini belirlemektir.

TBMM’nin kuruluşuyla birlikte 1920 Anayasası kabul edilmiştir. Bu anayasa, Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini tüm dünyaya ilan etmiştir. TBMM, hem yasama hem de yürütme yetkisine sahip olan bir meclis olarak faaliyet göstermiştir. Kurtuluş Savaşı’nın en önemli kararlarının alındığı ve Türk milletinin kurtuluş mücadelesinin örgütlendiği TBMM, Türkiye’nin demokratik temellerini atan ve varlığını sağlamlaştıran bir kurumdur.

TBMM’nin kuruluşu, uluslararası alanda da büyük yankı uyandırmıştır. Türkiye, dünya devletlerine işgalcilere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesini duyurmuş ve uluslararası alanda tanınan bir meşruiyet kazanmıştır. TBMM’nin kuruluşu, Türk milletinin kaderini kendi eline almasının sembolü olarak tarihteki önemli olaylardan biridir.

  • 1920 Anayasası kabul edildi.
  • TBMM, yasama ve yürütme yetkisine sahip oldu.
  • TBMM, kurtuluş mücadelesinin örgütlendiği ve kararların alındığı bir kurum oldu.
Önemli Noktalar Tarih
TBMM’nin Kuruluşu 23 Nisan 1920
Anayasa Kabulü 1920
TBMM’nin Yetkileri Yasama ve yürütme

Misak-ı Millî’nin ilanı

Misak-ı Millî’nin ilanı, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında büyük bir öneme sahip olan bir belgedir. Bu belge, Türk milletinin isteklerini ve hedeflerini dünya kamuoyuna duyurmak amacıyla oluşturulmuştur. Misak-ı Millî, milli mücadele döneminde Anadolu’daki direnişin başarısını ve gelecekteki hedeflerini açıkça ortaya koyan bir manifesto niteliği taşır.

Misak-ı Millî’nin ilanı, 28 Ocak 1920 tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiş ve resmi bir belge haline gelmiştir. Bu belge, Türk milletinin temel hak ve hürriyetlerini savunma, vatanın ve milletin bütünlüğünü koruma amacını taşımaktadır. Misak-ı Millî’ye göre, savaş sonunda düşman işgaline son verilerek Türk milletinin egemenliği yeniden tesis edilecek ve Türklerin yaşadığı tüm topraklar Türklere ait olacaktır.

Misak-ı Millî belgesinde, Türk milletinin talepleri ve hedefleri altı madde halinde sıralanmıştır. Bu maddeler arasında bağımsızlık, millet iradesinin üstünlüğü, ulusal egemenlik, azınlıkların korunması gibi ilkeler yer almaktadır. Ayrıca, işgal altındaki toprakların geri alınması ve savaş sonunda adil bir barış antlaşması yapılması da Misak-ı Millî’nin önemli hedefleri arasındadır.

  • Bağımsızlık: Misak-ı Millî, Türk milletinin bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürme hakkını vurgular. Türk milleti, kendi kaderini belirleme hakkına sahiptir.
  • Millet İradesi: Misak-ı Millî’ye göre, yönetimde halkın iradesi üstün olmalıdır. Milletin seçtiği yöneticiler, Türk milletini temsil etmektedir.
  • Ulusal Egemenlik: Türk milleti, kendi iradesiyle kendi kaderini belirlemektedir. Bağımsızlık ve egemenlik, Türk milletinin en temel haklarıdır.
# Misak-ı Millî’nin Talepleri
1 Türk milletinin bağımsızlık hakkını savunmak
2 Türk milletinin iradesinin üstün olduğunu kabul etmek
3 Türk milletinin egemenliğini tesis etmek

Ortaköy Konferansı ve sonuçları

Ortaköy Konferansı, Türk Kurtuluş Savaşı’nın önemli kilometre taşlarından biridir. 1-2 Şubat 1921 tarihlerinde İstanbul Ortaköy’de gerçekleşen bu konferans, Türk delegasyonu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan ilk resmi görüşmedir. Konferansın sonucunda Türk Milli Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında bir anlaşmaya varılmıştır.

Ortaköy Konferansı, Türk Kurtuluş Savaşı’nın siyasi ve diplomatik açıdan önemli bir adımıdır. Bu konferans, Türk Kurtuluş Savaşı’nın başından itibaren bağımsız bir devletin kurulması amacıyla yürütülen mücadelede Türk delegasyonunun başarılı bir şekilde temsil ettiği bir dönüm noktasıdır. Konferans sonucunda Türk Milli Hükümeti, İtilaf Devletleri ile eşit statüde görüşmeler yapabilme yetkisini kazanmıştır.

Ortaköy Konferansı’nın sonuçları da Türk Kurtuluş Savaşı’nın lehine olmuştur. Konferans sonucunda Batı Cephesi’nin kapatılması, itilaf Devletleri’nin Türk Milli Hükümeti’ni bir devlet olarak tanıması, Doğu Cephesi’nin kuvvetlendirilmesi gibi maddeler yer almıştır. Bu sonuçlar Türk Kurtuluş Savaşı’nın ilerleyen aşamalarında Türk Milli Hükümeti’nin elini güçlendirmiştir.

  • Batı Cephesi’nin kapatılması
  • Türk Milli Hükümeti’nin bir devlet olarak tanınması
  • Doğu Cephesi’nin kuvvetlendirilmesi
Madenler Cephanelikler Lojistik destek
Zonguldak Eskişehir Ankara
Soma İzmir Sivas

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın en önemli dönüm noktalarından biridir. 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan bu muharebe, Türk Ordusu’nun zaferle sonuçlanan büyük bir taarruz hareketidir. Büyük Taarruz, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki kararlılığını ve azmini tüm dünyaya göstermiştir.

Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Türk ordusunun düşman kuvvetlerine karşı kazandığı önemli bir zaferdir. Türk ordusu, başarılı bir planlama ve stratejiyle düşman hattını yarmış ve etkili bir şekilde ilerlemiştir. Büyük Taarruz’un en önemli aşamalarından biri, Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasıyla başlamıştır.

Büyük Taarruz’un sonucunda Türk ordusu, 30 Ağustos 1922 tarihinde Dumlupınar Çal Dağı’nda düşman ordusunu büyük bir yenilgiye uğratmıştır. Bu zafer, Türk Ordusu’nun başarılarına ve liderleri Mustafa Kemal Atatürk’ün stratejik dehasına tanıklık etmektedir. Türk milleti, bu zaferle düşman işgaline son vermiş ve bağımsızlığını kazanmıştır.

  • Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi
  • Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin önemi
  • Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği
  • Düşman ordusunun yenilgisi
Tarih Yer Sonuç
26 Ağustos 1922 İzmir – Dumlupınar Çal Dağı Türk zaferi

Mudanya Mütarekesi ve Lozan Antlaşması

1919 yılında başlayan Millî Mücadele, Türk halkının büyük bir direniş gösterdiği dönemi simgeler. Bu süreçte yaşanan olaylar arasında Mudanya Mütarekesi ve Lozan Antlaşması önemli bir yer tutar. Mudanya Mütarekesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın sona ermesine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna geçiş sürecinde yaşanan bir dönemdir. Bu mütareke ile Türk milletine, bağımsız bir devlet kurabilme imkanı verilmiştir.

Mudanya Mütarekesi’nin sonucunda yapılan Lozan Antlaşması ise Türkiye’nin bağımsızlığını tescilleyen bir anlaşmadır. 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan antlaşma, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını belirlemiş ve uluslararası alanda bu sınırların tanınmasını sağlamıştır. Aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini ve bağımsızlığını güvence altına alan temel bir belge olmuştur.

Lozan Antlaşması’nın yıllar boyunca Türkiye üzerindeki etkileri tartışılsa da, genel olarak Türk halkı tarafından bağımsızlık mücadelesinin önemli bir adımı olarak kabul edilir. Bu antlaşma, Türk ulusunun kendi kaderini tayin hakkını ve egemenlik hakkını güvence altına almıştır. Ayrıca, Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte Türkiye’nin uluslararası alanda tanındığı ve bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürebileceği bir noktaya gelindiği söylenebilir.

  • Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı tescillendi.
  • Antlaşma, Türkiye’nin sınırlarını belirledi ve uluslararası alanda tanındı.
  • Türk halkının bağımsızlık mücadelesinin önemli bir adımı olarak kabul edilir.
Mudanya Mütarekesi Lozan Antlaşması
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna geçiş sürecinde yaşanan bir dönemdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini ve bağımsızlığını güvence altına alan bir belge olarak kabul edilir.
Türk milletine bağımsız bir devlet kurabilme imkanı vermiştir. Türkiye’nin sınırlarını belirlemiş ve uluslararası alanda tanınmasını sağlamıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir